hani gölge oyunları yapardık ya küçükken bir gaz lambasının loş ışığında küçücük ellerimizle..Bilmezdik başka oyunları ve bilmezdik gölge oyunlarının aynı zamanda büyüklerin de oyuncağı olduğunu..Ne zaman ki büyümeye ve görmeye başladık; insan suretleri arkalarındaki gölgeleri o zaman anladık büyümeyi..Öncelikle saflıktan
uzaklaşmaktı ilk şart!Ne kadar saflıktan uzaksan o kadar büyüksün eğer bunu başaramamışsan sen hala çocuksun sen hala küçüksün..Sonra yalan söylemeyi mutlaka bilmek gerek yoksa nasıl dönecek bu çıkar gemisinin dümeni? Sahi yalan söylemeyen büyük varmı ki? Eskilerde büyüklerin hiç olmasa sevdaları varmış gerçek, ebedi..
Ya şimdi büyüklerin neyi var gerçek olan temiz kalan? Bak aynada gördüğün surete sence o gerçek mi?
Yalan söylemiyor adaletli davranıyor insanları kandırmıyor diyebilir misin yani..izin vermez hayat sana ,dürüst kalamazsın , kandırma kendini..Üstelik çocukluğunda söylediğin pembe yalanlardan değil bu defaki..Büyük yalanlar;kandırmak insanları çıkarlarının peşine düşmek ve düşmanına dost görünmek gibi..Yani herşey farklı çocukluğundan hiçbirşey değil eskisi gibi..Bakma dünyanın aynı göründüğüne o bile çok değişti..İşte budur nedeni; bulamayışının çocukluğundaki sevgiyi,huzuru, neşeyi..
Fatma Akbulut
15.12.2009 salı
23:30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder