
Kulağımda içime dokunan eski bir parça yağmur çiseliyor yapraklar dökülüyor köyde sonbahar başka yaşanıyor..Ilık ılık esen rüzgar çocukluğumdan güzel bir kaç anıyı getiriyor..
Adımı duyuyorum arkadaşalrımın seslerinden..Domblis oynarken ki kaçışlarım gözümde canlanıyor..Bisiklet sürüyorum..Elma topluyorum hepsini ısırıyorum kimse isteemsin diye..
Elinde bastonuyla namazdan dönen dedemi karşılamanın sevinci içime doğuyor yeniden..Evcilikler oynuyoruz dedemle..Hiç kırmıyor beni dizinde uyutuyor bebeğimi..
Gözünden sakınıyor kıramıyor kıyamıyor ağlamama dayanamıyor..Oysa bilmiyor ne acılar ne kırgınlıklar ne ayrılıklar beni bekliyor ..
Karlı bir günde büyüyorum öğrenek kaybetmeyi..Hasta olan dedemi bir daha hiç göremeyeceğimi açıklamaya çalışıyor birileri..Ama ölüm ne demek henüz bilmiyorum ki..Herkes ağlıyor ben de ağlıyorum..Dedemi bekliyorum..
Bilmiyorum bir daha gelemeyeceğini birlikte oyunların yürüyüşlerin
ayrılıklara bırakacağını yerini..ağlıyorum kızıyorum küsüyorum ama hep bekliyorum taki anlayana kadar dönüşü olmayan bir yola gittiğini..Anladğımda büsbütün yıkılıyorum ağlamaların üzülmelerin de fayda etmeyeceğini..Çaresiz kabul ediyorum ve öğreniyorum özlemeyi..
İşte bu yüzden hiç sevmem ayrılıkları o günden beri..
Biricik dedem'e.....
Fatma Akbulut
13.09.09 Pazar saat 14:30
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder